Kutlama
mı, dedim. Bu, şimdi aklıma geldi. 1. bölüm, bitti mi onu da bilmiyorum. Ben danışmanıma
gönderdim. O ne düşünür, bilemiyorum… Ben yine de kutlasa mıydım? Nitekim beğenmese
o, hocanın sorunu. Hem beğenmezse sonra geri gönderir, ben de düzeltmek zorunda
kalırım, keyfim kaçar. Kutlama da yapamam. Evet, ben bunu kutlayayım!
1. bölümü yazdığım süre içinde
anladım ki, başlığı attığın bölümü bitirmeden bırakma. Sonra eklerim, sonra
buraya daha afili bir şeyler yazarım deme… Sonra başa dert oluyor. Bir de
anladım ki tez sabahı görmeden bitmiyor. İlla ki gece oturup sabahın ilk ışıklarına
kadar yazacaksın bu mereti… Yoksa ben de istedim, düzenli çalışayım. Günde 4-5
saat başında oturup kendimi çok yormadan, hayattan kendimi soyutlamadan
bitireyim tezi. Ama olmuyormuş. Yani erkenden başına oturup da günü heba
etmenin anlamı yok. Bundan sonra gündüzleri yayılırım, akşam otururum,
sabahlarım. Evet, şu anda kafam hala bulanık…
Bir de dün tam bölümü hocaya
gönderecektim ki sabahın erken saatlerinde yazdığım 2-3 sayfa yerinde yok. Oturup
gene yazdım, işkence gibiydi. Siz siz olun, dosyayı 5-10 farklı versiyonla
kaydedin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder