22 Kasım 2012 Perşembe

Bugün Tez Günü!


           Bugün tez günü dostum! Hatta belki de bu hafta da olabilir… Zira haftaya düzeltmiş olduğum bir bölümü danışmanıma vermem gerek. Bir kahve yap kendine ve bana katıl!

              Hava da inadına güzel!... (İç ses: Öhöömm… bunları karıştırıp ilgiyi dağıtmayalım).

            Bu arada fark ediyorum ki sadece bende değil sizlerde de bir tembellik var (Twitter’da takip ettiğim kadarıyla)… Bu yüzden de biraz silkinme zamanı geldi de geçiyor. Özellikle benim gibi ilk uzatmanızı aldıysanız önümüzde 1-2 ay kaldı. Teze yeni başlayanlar biraz rahat olabilirler; ancak unutmayın bu rahatlık fazla sürmez! Sonra benim gibi durduk yere 1 seneden olursunuz.

            İşte bu yüzden de haftaya son 2 günü uykusuz geçirmemek adına bugün tamamen tezle ilgilenmeyi düşünüyorum. Word dosyamı açtım, kitaplarımı yaydım. Buyurun bekliyorum… 

3 Kasım 2012 Cumartesi

ÖSYM’nin Yaptığı Sınavlara Girişteki Yasaklara İlişkin…


            Bu yazıyı yazmaktaki amacım; gerçekten merak ediyor olmamdır. Eğer yaşadıklarınızı ve fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.
            Sınava giderken takı, bozuk para, cüzdan, çanta vs. yanımıza almadan gidiyoruz. Bunu son 2 yıldır kanıksadık. Peki, ya yiyecek? Su dışında bir şey götüremiyoruz ve sınav boyunca ÖSYM’nin verdiği 3 şekerle yetinmek zorundayız. Sağlığı yerinde olanlar problem yaşamıyor olabilirler; ancak merak ediyorum bu sınavlara girenler arasında hiç mi tansiyon, şeker ya da benim bilemediğim 3-4 saat aç kalınca nüksedecek rahatsızlığı olan insanlar yok? İlaçlarını, reçetelerini gösterdikleri takdirde içeri sokabilme imkânları var, biliyorum. Öğrenmek istediğim yaşanılan sıkıntılar.
            Sağlıklı bir insanın bile sınavın son 1 saatinde, açlıktan midesinden sesler geldiği zamanlar oluyor. 2-3 lokma bir şey atıştırılsa sınava daha verimli devam edileceğini düşünüyoruz. Peki, ya rahatsızlığı olanlar? Onlara ne oluyor? Her sınavda, vücutlarının son dayanma noktasına kadar mı sınavda kalabiliyorlar? Her sınavda, 5-10 dakika daha dayanabilmek için vücut dirençlerini arttırmaya mı çalışıyorlar?
            Üstelik, bir şey olsa ne bir telefon ne de haber verilecek insanların telefon numarası var. Böyle bir çağda telefon götüremediğimiz gibi, potansiyel suçlular gibi lazım olabilecek her şeyi de evde bırakıyoruz. Madem telefonları bıraktık, eskiden olduğu gibi çantaya, anahtara, yiyeceğe karışılmasın.
            Eğer böyle bir probleminiz varsa nelerle karşılaştığınızı merak ediyorum. Dile getirilsin ve bir çözüm bulunsun istiyorum.