31 Mart 2012 Cumartesi

Tez Yazarken İyi Şeyler de Oluyor


Tez yazmayı hep olumsuz, hayattan koparan, yorucu, sizi darmadağın eden, hayata küstüren, eşten dosttan ayıran, asosyalleştiren ve kışın yağmura/kara, baharda da güneşe hasret bırakan, tüm dertlerin sorumlusu bir durum olarak anlattık… Öyle yaşadık öyle bildik…

Bu sayılanları şu an inkâr mı ediyorum? Hayır, başta ne dediysem o! Zaten yaza çize hepsini kayda aldım, dönüp dönüp okurum artık!

Ama illa ki olumlu yanları da olabilir… Zorlamıyorum, gerçekten var! Mesela, tez yazarları burs alabilirler. İster devletin lisansüstü eğitime verdiği karşılıklı/karşılıksız, ister özel kurum/kuruluşların verdiği burslar olsun ki aramızdan birkaçı bunlardan yararlanıyor. Bir de bazı projelere destek amaçlı okulların aracılığıyla ayrılan bütçeler var. Kimse demesin tüm onlar kitaba, fotokopiye, çıktıya vs. gidiyor, diye. Arada kişisel harcamalar için de çok yararlı oluyorlar!

Bunun dışında bir şey oldu sinirlendin, üzüldün, sıkıldın, anneye/babaya/sevgiliye kapris yapasın var! Yap gitsin, sonra gönlünü almak hiç de zor değil. Ne de olsa sen bir “tez öğrencisi”sin!

Öğrenci evinde kalıyorsun ya da ailenle… Evi/odanı toplamadın, hiçbir ev işine yardım etmedin. Sen “tez öğrencisi”sin!

Bir kere tezi yazarken çok dalgın oluyorsun. Türlü sakarlıklar yapıp saçma şeyler anlatmaya, söylenmeyecek şeyleri söylemeye başlıyor; gülünmeyecek şeylere gülüyorsun. Espri anlayışın değişiyor; herkes anlamaya çalışırken sen saçmalıklarına kahkahalarla gülebilirsin. Bir nevi kendi hikâyeni yaşıyorsun. Kıymetini bil, hayatta her zaman başına gelmez.Sürrealist bir boyuta geçmişsin. Hiçbir şey yemesen de içmesen de kafan her daim güzel.

Sonuç olarak bir amaç için yazıyorsun, üretiyorsun (her ne kadar çoğu tez, mecburiyetten yeniden üretim olsa da). Aylar içinde yorulsan da mükâfatını alacaksın. Yaz tatilinde, güneşin altında kızgın kumun üzerinde ya da bir deniz/göl kenarında ya da orman içerisinde hafif ılık esinti yüzüne vururken hissettiğin huzur, içindeki küçük mutluluk hissi bundan sebep olacak…

25 Mart 2012 Pazar

“Tez Yazan Sevgili Zormuş!”


           Evet, sayemde sevgilimin bu gerçekle yüzleşmesine sebep oldum. Ben de durumun farkındayım; ancak ne yapalım? Tez,  tez, tez…

            Öncesini saymıyorum bile tezi oturup “aktif olarak” yazmaya başlamamın 2. ayı dolmuştu ki sevgilimin telefondaki isyanı “tez yazan sevgili zormuş”… Evet, o gün aydım ki sevgilim kendini tutmuş… tutmuş… Ne yapsın sonunda, nasılsa yükü azalttı diyerek içindekini dökmüş.

            Nitekim sevgilim çok sabırlıymış. Yazmaya oturmadan önce asıl, neler çekti benden... Tez önerisini verdiğim Haziran ayı, sonrasında danışman değişikliğim, Ekim’de tez başlığımı değiştirecek olmam ve yeni danışmana geçiş sürecim… Sonra, Ocak’ta başka bir danışmana geçişim ve tez başlığını nihayetinde değiştirmiş olmam… Yazarken bile sıkıcı!

            Geçen gün Twitter’da, baharda tez yazanların âşık olması kötü, tez yazılmaz, demiştim; ama önceden bir ilişkisi olanlar için öyle değil. Sevgili bir destek… Kimi zaman danışmanınızın yapmadığı kuramsal desteği vererek tüm içeriği baştan aşağı kontrol edebilir; kimi zaman bir editör gibi cümle düşüklerinizi düzelterek anlatım bozukluklarınıza dikkat çekebilir; kimi zaman bir grafiker işçiliğiyle tablolarınızı düzenleyebilir; kimi zaman bir araştırmacı olup literatür tararken bulamadığınız ya da bulup da gösterilmesine izin olunmayan makale/kitaplara sizin için ulaşabilir; kimi zaman istatistikçi, kimi zaman bir analizci olarak tezin araştırma kısmında sizinle birlikte oturup yapmanız gerekenlere yardımcı olabilir. Bunların hepsini her zaman yapamasa da size türlü ikaz, yüreklendirme ve telkinlerde bulunarak teze dört elle sarılmanızı sağlar. Yani… Bu durumda, en önemli konuma, sizin dert dinleyeniniz, bir nevi psikoloğunuz konumuna geçebilir. Bir de benim gibi başlangıcı kötü olan bir tez sürecine girmişseniz…

            Siz de bu tez yazma sürecinde, kim bilir ne kadar stres altındasınız. Bu durum, bir şeye “çok fazla konsantre olmuşsun ve başka hiçbir şeye odaklanamıyorsun” durumu. Diğer taraftan da şöyle durup içinde bulunduğun durumu sorgularsan her şey elinden kayıp gidecekmiş gibi de ince bir çizgi. Sevgili senin yanında oldukça, sen ona kum torbası muamelesi yapabiliyorsun. Patlatmadan kolayladım ya…

            Bu arada benim de ona şöyle bir faydam olmuş (bunu o söylemiyor ben kendime yontuyorum): Son birkaç gündür epey kitap, dergi, makale okudu (benim için değil kendisi için).

            Sonuç olarak tez sürecinde insanın kendisine destek olan birileri olması çok önemli, üstelik en az sizin kadar bu tezin bitmesini isteyen biri varsa!

14 Mart 2012 Çarşamba

2. Bölümü de Teslim Ettim ama Bir Şeyler mi Unuttum Ne…


            Evet, 2. bölümü de teslim ettim, falan filan… Öyle bir güdülendim ki bir şekilde yazdım. Umarım devamı gelir ve zamanında biter; ama aslolan bu değil.
            Bu arada ben teze ilk cümlelerimi yazmaya başladığım günden bu yana tam 2 ay olmuş. Bir başlamışım hep onu yapmışım, unuttuğum; ama artık yavaştan özlemeye başladığım şeyler olduğunu farkettim. Aslolan da bu işte tüm 2 ay boyunca (ki başlangıçtaki “başlayamama” sıkıntısını saymıyorum) unuttuklarım…
1.      Şöyle televizyon başında boş boş oturup sıkılmayı unuttum.
2.      Sokaklarda amaçsız dolaşmak nasıl bir şeydi, unuttum.
3.      Uykum geldiğinde gidip yatabilmek, uykum kandığında uyanabilmek nasıl bir şeydi, unuttum.
4.      Sabah uyanınca 5-10 dk. yatak keyfi yapmak nasıldı, unuttum.
5.      Film izlemenin keyfini, unuttum.
6.    Kafamı yormayan kitapları okumak nasıl bir duyguydu, unuttum (onları şimdi de okusam yorar ya…)
7.      Plansız yaşamak nasıl oluyordu, unuttum.
8.  Aheste aheste kahvaltıdan sonra koltukta saatlerce umarsız oturup “off yaa sıkıldım, bugün de yapacak hiçbir şey yok” duygusunu, unuttum.
9.      Şunu da bugün fark ettim ki yüzümü unutmuşum herhalde, aynada epey kendimi inceledim.
10.  İçmeyi unutmadım ve özledim (malum hep ayık olmalı ve yazmalıyım).

9 Mart 2012 Cuma

Yeni TL Simgesini Bilgisayarınıza Yüklediniz mi?


         Geçen hafta yeni TL simgesinin ne olduğu açıklandı ve biz artık bunu bilgisayarımıza indirebiliyoruz. Özellikle tez yazanlar bu programı indirerek tezlerinde bu simgeyi kullanabilirler. Simge aşağıdaki linkten indirilebilir. Malum günceli hemen teze eklemek gerek...
            Program indirilip yüklendikten sonra bir dosya açılıyor ve neler yapacağınız anlatılıyor. Word dosyasında yazdığınız tezinizde yeni TL simgesini; yani “¨”yi yapabilmek için öncelikle yazı karakterinizi AbakuTLSymSans olarak değiştirmelisiniz. Sonra da klavyede “AltGr”ye basılı tutarak “t”ye basmalısınız.
            Buraya kadar her şey basit; ancak unutulmaması gereken en önemli nokta: Tezi yazarken bazen tüm metni seçerek “Times New Roman” yaparız ya, işte onu asla yapmamalısınız! Sonra simge yerine küçücük 2 nokta kalıyor, bilesiniz.


5 Mart 2012 Pazartesi

Tez Yazma Haftasında Ne Yaptım


           Bildiğiniz gibi geçtiğimiz haftayı, tez yazma haftası ilan etmiştim. Belki Twitter’da bazılarınız sıkıldı belki de bana katılıp gayret gösterenler oldu. Arada “Ne tezmiş, ver ben yazıyım; ama parasıyla” diyenler de oldu… “Haftaya da tez yazma haftası olsa olur mu” diyenler de oldu…
            Ben geçen haftanın soğuk geçmesi sebebiyle en iyi tez yazılacak günler olmasından dolayı böyle bir şey söyledim ve size nasıl faydası oldu bilmem; ancak benim açımdan güdüleyici oldu.
            2. bölüme başladım. Bitiremedim; ama yine de 18 sayfa yazdım. Bu 18 sayfaya başlık önce ve sonrası, paragraflar arası “enter”lar dahil değil belirtmek isterim. 2. bölümü epey kolayladım. Bu hafta bitireceğim, umarım.
            Ayrıca sadece yazmakla kalmadım. Kütüphaneye gittim, gereken kitapları aldım, sipariş verdiğim kitaplar da geldi. Netten de araştırmaları yaptım; yani 2. Bölüm için gereken kaynakları toparlamış oldum; hatta yapacağım araştırma da kabaca belli gibi. Yarın danışmana göstereceğim; ona göre belli olacak.
            Umarım, şaka maka derken tez yazma haftasına katılıp da verim sağlamış olanlarınız vardır. Merak ediyorum, paylaşırsanız sevinirim.