Okan
Bayülgen’i çocukluğumdan beri tanırım. Nerdeyse evimize renkli televizyon
girdiğinden beri var. Önceleri çocuktum, adamın biri gece yarısı “Uçurdum sizi”
diyerek telefonu arayan izleyicinin yüzüne kapatıyordu. Ne yaptığını
anlamlandıramıyordum. Öyle deyince ne oluyor falan, diye düşünüyordum,
telefondaki uçuyor mu, bir yere mi gidiyor... Zaten tek hatırladığım o söz ve
ayaklı mikrofonu sürekli yere yatırıp kaldıran bir adam. Hiçbir zaman programın
tamamını izleyemedim. Zaten anlamıyordum da…
Sonra
baktım ki yıllar içinde bu adam iyi kötü her yıl program yapmaya başladı. Hep de
gecenin bir körü başlayan programlar. Bense hep öğrenciydim. Kimi zaman
zorlayarak kimi zaman sonuna kadar olmasa da ucundan kıyısından izledim
programları. Okan’ın programları, bende hiçbir zaman bağımlılık yapmadı, hiçbir
zaman programı aramak gibi bir hevesim olmadı.
Kâh
her yıl değiştirdiği program formatlarını beğendim kâh beğenmedim aylarca
eleştirdim; ama yine de izlemeye devam ettim. Zamanla duruldu ve “uçurmadığı”
telefonlar bağlandı. Evet, arayanlar hep aynı; ama Okan değişti.
Şimdiyse
tez yazıyorum. Bu yılki formatlardan “Muhallebi Kralı”nda arada ilgimi çeken
konu ve konuklar oluyor. Lakin ne yapalım, öğrencilik devam ve tez yazmak
meşakkatli! Salon ve odam arasında mekik dokuyup sadece kısa molalarda kafa
dağıtmak için gidip izleyebiliyorum.
Neden
Okan bizi de görsün, diyorum? Çok şükür büyük bir derdimiz yok. Nitekim bu tezi
yazabiliyorsak az çok sağlıklıyız, tabi tez bizi bozmazsa! Ama olsun bizim de
kendi çapımızda dertlerimiz, sıkıntılarımız, uykusuz geçen gecelerimiz var. Sabahlar
öğlen olmuş, geceler gün… Okan arada Twitter’a girip çıkıyor, ben hala
netteyim. Adam televizyona gidiyor işi için ben hala bilgisayar başında tez
yazıyorum. Bu rutinde bizim de kendimize göre problemlerimiz var. Geçen gün
Twit attım benim de blog’umu paylaşsın, diye. Sanırım ilgisini çekmedi.
Napalım! Büyük dertler değil bizimkiler. Olsun, bu yazıyı yazıyorum, yine
kendisine göndereceğim. Nasılsa bir kere rezil olduk paylaşmayınca, bundan
sonra da olsak ne yazar… Bir de gördüm birisi araştırma anketini Okan’a mention
atmış, ona da bir ses vermedi. Demek ki tez yazarı olmanın bir çekiciliği yok.
Sonuç
olarak diyorum ki biz Okan’ı yıllardır görüyoruz Okan da bizi görsün!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder