Bu
yazı bir yakınma, şikâyet, bezginlik, ilerisini görememe yazısıdır. Yazdıklarım
belki sizi ilgilendirecek, belki “amaaann” dedirtecek, bilemiyorum. Aslında 7
Nisan Pazar girdiğimiz YDS’den
çıktıktan sonra Twitter’da düşüncelerimi
dile getirmiştim. Konu, çoğu zaman olduğu gibi timeline aktıkça aşağılarda bir
yerlere gömülür, diye düşünmüştüm; ancak gördüm ki tepkiler hala sürmekte. Bu durumdan
ne çıkar bilemiyorum; ama sınava girdik oturalım kenarda, diye düşünmeyenleri
görmek umut verici.
Ben
hep devlet okullarında okudum. Ortaokul ve lisede gördüğümüz İngilizce malum…
Doğru dürüst bir İngilizce eğitimine, lisans eğitimimde, hazırlık sınıfında
maruz kaldım. Sonrasındaysa %30’u İngilizce olan bir lisans eğitimi… Onun da
artık ne kadarı İngilizce ise... Geri kalan ise kendi çabam… Yıllardır ÜDS, KPDS, ALES’e girip çıkan bir
öğrenciyim, işsizim.
ALES’i
bir kenara bırakalım, dil sınavlarından zar zor geçer not alabilen biriyim;
ancak çaba göstermeyi bırakmıyorum, bırakamıyorum. Yüksek lisans bitince
doktoraya, bu süreçte de ‘nadiren’ ilan verilen araştırma görevlisi kadrolarına
başvurmayı düşünüyorum. Yalnız gördüm ki kalkan ÜDS ve KPDS yerine
getirilen bu YDS ile benim isteklerime
ulaşmam daha da zorlaşıyor. Önceden dil sınavlarından çıktıktan sonra zaman
zaman yeterince hazırlanmamış olduğuma, sınav süresini verimli kullanamadığıma
hayıflandığım olmuştu. Ancak… Bu sınav için kendime kızacak hiçbir nokta
bulamıyorum. Tek kusurum, sınavdan önceki gece çok rahat uyuyamamış olmam
olabilir. Nitekim, bu memleketin eğitim sisteminde kaç uykusuz sınava girdik,
bu bana çok dokunur mu?... Belki biraz etkiler. Bunun dışında hem kursa gittim,
hem de gerçekten verimli bir şekilde kendim çalışarak sınava hazırlandım. Süre
yönetimi sorunumu bile evde çözdüğüm denemelerle atlattım. Sınav günü geldiğinde
ne oldu?
Bir
kere ÜDS ve KPDS’nin kaldırılıp yerine YDS’nin
geleceği bilgisini Ocak 2013’te aldık. Yani sınava tam 3 ay kala. Sonra
kendilerinden örnek bir test bekledik; ancak sadece çıkacak soru tiplerine 1’er
örnek olarak önceki ÜDS ve KPDS’den kopyala-yapıştır yaptıkları bir
“mini test” örneği görebildik. Hangi soru tipinden kaçar tane çıkacağını ise
ancak soru kitapçığı önümüze geldiğinde görebildik. Bu sınavları, memleketteki
bir devlet kurumu yapmak ile görevli ise neden detaylı bilgi vermekte gecikiyor
ya da eksik veriyor? Diyelim ki öyle oldu, peki 7 Nisan’da karşılaştığımız sınavı
kim öngörebilirdi ki? Bir kere sınav süresi 2,5 (150 dk.’ya) saate
düşürüldüğüne göre sınavın soru yapısında da bir değişiklik bekleyen bizler çok
mu hayalciydik?.. ÖSYM yaptığı tüm
dil sınavlarını (ÜDS, KPDS, KPSS
içindeki 60 soruluk İngilizce testi vs. gibi) tek çatı altında topladı ve yılda
2 kez yapmaya karar verdi. Benim mantığıma göre bu kararla KPSS’deki 60 soruya 60 dk., eski KPDS 100 soru 180 dk., son KPDS
80 soru 180 dk. olduğuna göre YDS 80
soru 150 dk. olacak ise bu sorular KPSS
İngilizce testi ayarında değil, ÜDS
ve KPDS’ye yakın; ancak onlardan farkı
daha az çeldiricisi olan şıklar ve daha kısa sorular diye düşünmüştüm. Ancak
soruları görenler bilirler (!) buradan uzun uzun yazmayacağım.
Bazen
bir şeyleri elde etmek kolay olmayabilir; ancak her emeğin bir karşılığı olacağından
yola çıkarsak, biz emeğimizin karşılığını alamadık, alamıyoruz. Doğru dürüst
ölçülüp tartılmadan hazırlanan soruların olduğu bu sınav artık benim son sabır
noktammış. Bundan sonra ne olur bilemiyorum. Ekimdeki sınava gireriz, mantığını
da anlamıyorum. Yaz aylarında başvurulması gereken doktora programları ne
olacak? 1 yıl daha mı bekleyeceğiz? Ne için? ÖSYM’nin keyfekeder kararları için mi? Bu sınavla ilgili genel
çerçeve çizilirken bu sınava girecek olanların ileriki hedefleri hiç düşünülmüş
mü? Örneğin, bu sınav benim doktora ve akademik kadro ilanlarına başvurabilmem
için küçük bir adımdı. Daha bunun ALES’i,
not ortalaması, tezi, bilim sınavı, akademik yayınları vs. vs...
Belki
diyeceksiniz, “Sen de bırak bu işleri akademisyen olma”. Ben bu işleri bir ara
bıraktım, başka işler de yaptım; ama kararım tekrar bu yönde adım atmak oldu. Yani
öyle yeni mezun 22-25 yaşında bir öğrenci değilim. Bu sistemde hala debelenip
duruyorum. Ben YDS’ye ekimde de
girsem bu soru tarzı ve bu süre ile ne kadar başarılı olabilirim? Twitter’da
oluşturulan #YDS180DakikaOlsun ile belki sesimizi duyan olur. Ama ben tek sorunun süre olmadığı kanaatindeyim. Soruların uzunluğu, sınavın yılda 2 kez yapılıyor oluşu da ana sorunlardan. Sınav süresi uzatılmasa da bunlara bir çözüm bulunabilir belki. Bir de en büyük sorun ekime kadar bekleyecek olmamız ve bu zaman içerisinde başvurusu geçen bir sürü
şey…
Biraz
fazla uzatmış olabilirim, aslında söyleyecek çok sözüm var.
düşüncelerinde çok haklısın lakin sesini kimse duymayacak.
YanıtlaSilBelki bir gün bir duyan olur...
Sil